agiz ve dis sagliginda vitaminler

Ağız ve Diş Sağlığında Vitaminler

Beslenme diş sağlığı ve güzelliği ile doğrudan ilişkilidir. Bunun nedeni hem beslenmenin ağız ve diş yoluyla yapılması, hem de beslenme sayesinde hücre dokularının sağlıklı olmasına neden olan besinlerin alınmasıdır.

İnsanların sağlıklı yaşamaları büyümeleri ve çoğalmaları için gerekli sentezleri organizmada yapılmayan, dışarıdan eser miktarda alınması gereken organik bileşiklere vitamin adı verilir.

İnsanda vitamin eksiklikleri yetersiz alış, barsak absorbsiyonunundaki bozukluk yada alışa oranla ihtiyacın artması sonucu meydana gelmektedir. Vitaminler yağda ve suda eriyenler olarak ikiye ayrılır.

A Vitamini

Şalgam, ıspanak ve karnabahar gibi bitkilerin yeşil pigmentlerinde bulunur.

A Vitamininin eksikliği

Osteoblast ve odontoblast aktivitesini azaltarak kemik ve diş büyümesini yavaşladır. Ağız kavitesi ve mukozasında keratinizasyonunda artış görülür. Tükrük sekresyonu azalır veya tamamen ortadan kalkar.Tükürük azalmasına bağlı oluşan ağız kuruluğu sonucunda diş etleri ve ağız mukozasında çatlamalar meydana gelir. Ağız sağlığına özen gösterilmediğinde mikroorganizmalar bu çatlaklara yerleşerek enfeksiyonlara neden olur. Bu nedenle ağız dokusunda meydana gelen iyileşmelerde gecikir.Kollejen liflerde dejenerasyon meydana gelir ve periodontal aralık genişler. Yine bu vitaminin eksikliğinde hipersementoz ve diş sürmesinde gecikme meydana gelebilir.

A Vitamininin fazlalığı

Epitel de dejenerasyon, iyileşmede gecikme, osteopörosiz, alveol kemiğinde belirgin kemik rezorbsiyonları, deride pigmentasyon, soyulmalar ve kaşıntılar, menstürasyon bozuklukları meydana gelir.

D Vitamini

Kemiğin normal mineralizasyonunu sağlar. Büyüme çağındaki çocuklarda, gebelerde ve emzikli kadınlarda vitamin D'nin günlük dozu 400 UI'dır. Bu dozun büyük bir kısmı güneş ışınından sağlanmaktadır. Vitamin D kalsiyumu bağırsaktan emiliminde görev yapar. Vitamin D'e kemik oluşumunda gereklidir.

Vitamin D'nin eksikliğinde

Çocuklarda raşitizm, erişkinlerde osteomalezi hastalığı oluşur.

E Vitamini

Soya fasulyesi, mısır, pamuk yağı, taze yeşillikler ve sebzelerde bulunur. Günlük gereksinme duyulan miktar 12-12 IU'dır. Yumurta ve ette de bulunur. Vitamin E bir antioksidandır. Vitamin E hücre elemanları için esas olan oksidasyonu oksidasyonunun toksik ürünlerini önler. E vitaminin bulunduğu durumlarda eritrositlerin hidrojen peroksid içinde hemolize olmalarına karşı dirençleri artmıştır. Plasentadan vitamin E nin geçişi sınırlıdır. Bebekler süt ile yeterli düzeyde E vitamini alabilirler.

E Vitamininin eksiliği

Hücre epitalinde dejerasyon meydana getirebilmektedir. E vitaminin eksikliğinde çocuklarda kas gelişiminde düzensizlik meydana getirir.

Vitamini K

Karaciğerde protrombin yapılmasında kullanılır. Yokluğunda kan ile ilgili belirtiler ortaya çıkar. Normal olarak barsaklarda bulunan bakteriler tarafından sentezlenir.

Vitaminin K eksikliği

Kanama pıhtılaşma ile ilgili sorunlar ortaya çıktığından bu vitamin vücut için çok gereklidir.

Pridosin (Vitamin B6)

Bira mayası, karaciğer, pirinç, kepek ve buğdayda, çeşitli sebzelerde bulunur. Erişkinlerde günlük gereksinme duyulan B6 vitamini 2 miligramdır. PLP amino asit, karbonhidrat ve yağ asitleri metabolizmasındaki çok sayıda enzimin ko-enzimidir.

Vitamin B6 eksikliği

Yetişkin bir kimsede çeşitli belirtiler ortaya çıkar. İlk gözlenen adale güçsüzlüğü, yorgunluk ve uykuya eğilimdir. Dudak, burun kıvrımlarında, göz etrafında, yanakların çevresinde alında, kulak arkasında ve ensenin aşağı kısımlarında seboreik dermatit görülür. Dilde ve ağızda iltihaplar çıkar. Dudak kenarında çatlaklar olur.

Tiamin (Vitamin B1)

Yeşil sebzeler, balık, et, meyve ve sütte, baklagillerde ve özellikle bezelyede bulunur. Yemek pişirme durumunda ısı 100 derecenin üzerine çıkarsa vitamin özelliğini yitirir. Soğukta ve dondurularak saklanan yiyecekler B1 vitamini yönünden kayba uğramazlar. Yetişkin bir insan günde bir miligram Tiamin2e ihtiyaç duyar. Tiamin vücutta karbonhidrat metabolizması için gereklidir.

Tiamin (Vitamin B1) eksikliği

Beriberi hastalığı görülür. Ağızda görülen sorunlar arasında dilde yanma, tat kaybı, ağız mukozasında aşırı duyarlılık. Tiamin ve öteki B vitaminleri insan tükürüğünde bulunan bakterilerin büyümesini inhibe eder.

Riboflavin (B2 Vitamini)

Süt ve et ürünleri bu vitaminin asıl kaynağıdır. Isıya oldukça dayanıklıdır. Yemeklerin pişirilmesi sırasında etkisini kaybetmez. Güneş ışığı tarafından bozulur. Erişkinler günde 1.2 miligram almalıdır. Vücuttaki çeşitli metabolizmaları enzim mekanizmalarında etkili olur.

Riboflavin (B2 Vitamini) eksikliği

Semptomları genellikle dudaklar, dil, gözler ve deride görülür. Dudak kenarında iltihap meydana gelir. Dil üzerinde tırtıklı ve granüllü bir görünüm vardır. Coğrafik Dil dı ile anılır. Dil üzerine yiyecek ve içeceklerin değmesi ağrı ve yanma hissi meydana getirir. Bazı olgularda dil morumsu, kırmızı ya da erguvani bir renk alır.

Nikotinik Asit ve Mikotinamid

Niasinin rolü riboflavinde olduğu gibi oksidasyon ve redüksiyon olaylarında anahtarlıktır. NAD ve NADP bileşikleri olarak, niasin karbonhidrat ve lipid metabolizmasında mitokondrilerdeki elektron transportunun sağlayarak katılırlar.

Nikotinik Asit ve Mikotinamid eksikliği

Pellegra adı verilen bir hastalık meydana gelir. Pellegra hastalığında başlıca semptomlar ağız kavitesinde rastlanır. Ağız mukozasında yanma hissi, dudak ve dilin yan kısmı kırmızı ve şiştir. Daha sonraki dönemlerde dilin üstü kırmızı ve şiş olarak devam eder. Diş eti epitelinde de dejenerasyonlar görülür. Diş eti iltihapları, dişler arasındaki papillalarda ülserler tükürük bezlerinin büyümesi tükürük salgısında artış gelir. Bu vitamin et, karaciğer, bira mayası ve yer fıstığı bulunur.

Biotin

Bira mayası ve yumurta sarısında bulunur. Vücuttaki çeşitli enzim mekanizmalarında rol alır.

Vitamin B12 (Siyanokobalamin)

Hayvansal orjinli gıdalar Vitamin B12 deposudur. Bunlar, karaciğer ve böbrek, süt peynirdir. Vitamin B12 gastrointestinal kanalda mide mukozası tarafından salgılanan protein bağlayan bir faktör (intrinsik faktör) bulunmadan uygun bir biçimde emilmezler. İntrinsik faktör glikoprotein yapısındandır ve midenin parietel hücreleri tarafından salgılanır. Pernisiyoz anemi mide mukozasındaki intrinsik faktörün eksikliği sonucunda gelişen vitamin B12 eksikliği hastalığıdır. İntramüsküler vitamin B12 enjeksiyonu ile düzeltilebilir. Günlük gereksinme duyulan miktar 2-5 mikrogramdır. B12 vitamini yağ ve karbonhidrat metabolizmasında önemli rol oynar.

Vitamin B12 (Siyanokobalamin) eksikliği

Yetersiz hemotopoesis, gastroentestinal kanal bozuklukları, uygun olmayan miyelin sentezi ve genel güçsüzlük girer. Vitaminin eksikliği kemik iliği ve gastroentestinal kanaldaki hücreleri etkiler. Eritroblastlar uygun şekilde bölünemezler ve megaloblastlara dönüşürler. Bu da alyuvarların normal düzeylerini bozar ve anemi meydana gelir. Sindirim kanalında atrofik değişiklikler görülür.Spinal korda miyelin dejenerasyonu meydana gelir. Hasta takadsızlıktan, yürümedeki güçlükten şikayet eder. Deride limon sarısı bir renk görülür. Pernisiyöz anemi de pek çok ağız içi semptom bulunur. Bunlar dilde yanma ve acımayla birlikte bulunan ve tekrarlanarak çıkan kırmızı lekelerdir. Dildeki papillalar atrofiye uğramıştır. Yanak, boğaz mukozası ve dilin arka tarafında kırmızı lezyonlar vardır.

Folik asit (Pterolglutamitik asit)

Folik asit karaciğer, yapraklı yeşil sebzelerde ve bira mayasında bulunur. İnce bağırsak florasında hazırlanır. Dünya sağlık örgütü erişkin için 200 gama gram, çocuk için 50-100 gama gram, gebelik ve süt verme sırasında ise 400 gama gram dozunda alınmasını önermektedir. Folik asit hücre çoğalmasında etkili rol oynar.

Folik asit (Pterolglutamitik asit) eksikliği

Megaloblastik anemi tablosu meydana çıkar. Ağızdaki belirtileri ise glossitis, angular şelozis ve gingivitistir. Glossitis, dilde şişme, kırmızılık ile başlar bunu takiben papillalarda deskuamasyon görülür ve kırmızı bir halka ile bırırlanmış ülserler bulunur. Anguler şeloziz ve gingivitis riboflavin eksikliğini anımsatır. Folik asit eksikliği, yetersiz beslenme, gebelik, malabsorbsiyon sendromu ve kronik alkolizmde ortaya çıkar. Ayrıca antikonvülsan ilaç alan hastalarda da bulunduğu bildirilmiştir.

Askorbik Asit (Vitamin C)

Askorbik asit, turunçgiller, yeşil biber, domates, meyveler ve genellikle sebzelerde büyük miktarlarda bulunur. Pişirme işlemi sırasında gıdalarda bulunan askorbik asitin yüzde 50 sinden fazlası parçalanır. Günlük alınması önerilen miktar 45-80 miligramdır. İnce bağırsaktan glikoza benzer biçimde hızlı ve kolay emilir.Vitamin C pek çok reaksiyona katılmaktadır.Önemli bir antioksidandır.

Askorbik Asit (Vitamin C) eksikliği

Ortaya çıkan başlıca hastalık skorbüttür.İşlenmiş inek sütü ile beslenen ve öteki besinleri çok az alan çocuklarda, yemeği kendi hazırlayan ve işlenmiş süt, hububat, ekmek ve çok az öteki besinleri alan bekarlarda (bekarlık hastalığı) ,acayip diyetlerle midelerini dolduran psikonörtik kişilerde görülür.İnsanlar da C vitamininden yoksun gıdalarla beslenildiğinde takatsızlık, iştahsızlık, büyümede durma, anemi, ateş ve infeksiyona karşı direncin düşmesi, diş etlerinde şişme ve iltihaplanma, diş kaybı, el bilek ve ayak mafsallarında şişme peteşi şeklinde kanama, kaburgalar ve kostalarda kırılmalar, mafsal içine, kas içine ve barsak içerisine kapiler frajilite nedeniyle kanamalar ortaya çıkar. Soğuk algınlığına karşı C vitamininin önerilmesi uygundur. Vitamin C, 1 gram kadar alındığında diyare meydana getirebilir. Aynı şekilde vitamin C idrarı asitleştirdiği için idrar yollarında oksalat taşlarının çökelmesine neden olabilir.


Lütfen Bekleyin